Hukukumuzda çocuk ile anne arasındaki soybağı doğum ile kurulur. Çocuk evlilik birliği içerisinde doğmuş ise koca Kural olarak ( karine olarak ) çocuğun babası kabul edilir.
Fakat durum her zaman böyle olmayabilir. Olası şüphelerin varlığı durumunda kişiler çocukları ile DNA testi yaptırmak isteyebilirler.
Gebelik durumunda anne karnındaki bebeğe DNA testi yapılması mümkündür. Burada önemli olan gebeliğin en erken dokuzuncu haftasında olunmasıdır.
Mahkeme kararıyla değiştirilmediği sürece çocuğun velayeti ana ve babaya birlikte aittir. Buna göre çocuk adına yapılacak hukuki işlemlerde her ikisinin de rızasının bulunması gerekir. Durum bu olmakla beraber özel laboratuvarlar anne veya babanın birisinin izni ile DNA testi işlemi gerçekleştirmektedirler. Burada özel laboratuvarlar eşlerden her birinin diğerinin rızasıyla işlem yaptığı varsayımına dayanmaktadırlar.
Fakat eşlerden herhangi birinin DNA testi yapılmasına açıkça izin vermemesi durumunda hukuken özel laboratuvarlar aracılığıyla DNA testi yapılması mümkün olmayacaktır.
Babalık davasını açma hakkı Türk Medeni Kanunda anne ve çocuğa tanınmıştır. Biyolojik baba çocuğun babası olduğundan hareketle babalık davası açamamaktadır.
Babalık davaları genellikle evlilik dışı çocuk sahibi olunmada görülen dava çeşitlerindendir. Babalık karinesi çocuğun doğumundan 300 gün ila 180 gün arasında anne ile cinsel ilişkide bulunmuş kimseleri kapsamaktadır. Bu karinenin ispatlanarak ortaya çıkarılmasında DNA testleri büyük öneme sahiptir.
Babalık davası 2021 açılması çocuğun doğumundan itibaren bir yıl içinde yapılmalıdır. Doğumla birlikte anne veya çocuğa atanmış kayyım babalık davası açabilir.
Bir yıla geçmekle bu dava açılmazsa zamanaşımı gerçekleşmiş olur. Ancak çocuğun 18 yaşına girdikten itibaren 1 yıl içinde baba olduğu düşünülen kimseye karşı dava açma hakkı bulunmaktadır.
Babalık davası konusunda yetkili mahkeme davalı veya davacının yerleşim yerindeki aile mahkemesidir.
Test sonuçları özel laboratuvarlarda tükürük örneğin verilmesinden sonra
Ortalama 10 iş günü içinde ve %99.99 kesinlikle sonuçlanmaktadır.
Hukukumuzda sadece baba veya anne olan kişinin, mahkemeden sadece biyolojik baba veya anne olduğunun açıklığa kavuşturulması şeklinde bir talepte bulunması söz konusu değildir.
Hukukumuzda mahkeme kararı ile DNA testi yapılabilmesinin tek yolu durumun konusu farklı bir davada ön sorun teşkil etmesi gerekmektedir.
Örneğin açılmış bir boşanma davasında çocukların velayeti hakkında, soybağının reddi davasında, babalık davasında veya bir miras davasında asıl hükmün verilebilmesi için çocuk ile biyolojik birlikteliğin netlik kazanması gerekmektedir.
İşte bu durumda mahkeme DNA testi yapılmasına karar verecektir. Bu durumda DNA testi Adli Tıp Kurumu tarafından gerçekleştirilecektir.
Günümüzde babalık davalarında tarafların iddialarını ispatlamak için en çok kullandığı yöntemlerin başında DNA testi geliyor. Bu test ile örnek alınan kişinin çocuğun babası olup olmadığı çok yüksek doğruluk oranlarıyla tespit edilebilmektedir.
DNA testleri taraflarca hâkimden talep edilebileceği gibi hâkim tarafından da istenmesi mümkündür. DNA testi hâkim açısından bilirkişi raporu niteliğindedir. Yani hâkim söz konusu rapor ile bağlı değildir. Ancak soybağının tespitinin teknik ve özel bilgi gerektirdiği ve özellikle DNA testinin sonuçlarının bilimsel olarak çok yüksek bir oranda doğru çıktığı bilinmektedir.
Hâkimin bu test sonuçlarına aykırı karar vermesi mümkün değildir. Her ne kadar bilirkişi raporları hâkimi bağlamasa da objektif olarak yapılan, bilimsel içeriğe sahip ve doğruluk oranı çok yüksek olan bu yönteme aykırı karar vermesi mantığa terstir.
Aksi taktirde annenin nafaka dışında babadan maddi ve manevi tazminat talebinde bulunma yetkisi bulunmamaktadır.
Her çocuk anne ve babasının kimliğini bilme hakkına ve Yasal haklarını kullanma yetkisine de sahiptir. Bu dünyaya faydalı mutlu çocuklar getirip yetiştirmek biz bireylerin görevidir.
Konuya ilişkin emsal YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2006/2900 K. 2006/9378 T. 13.6.2006 sayılı kararı aşağıdadır
Dava, soybağının reddi talebine ilişkindir. Evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün içinde doğan çocuğun babası kocadır. Olayda, davacı evliliğin sona ermesinden sonraki üçyüz gün içinde doğmuştur. Davacının, annesi kızlık hanesine annesinin aile soyismi ile tescil edilmiş olması ve bu hanede baba adının farklı gösterilmiş bulunması çocukla koca arasında yasal olarak kurulmuş olan soybağını ortadan kaldırmaz. Davacının babalık davası açabilmesi için yasal soybağının geçersiz kılınması gerekir. Öte yandan, tanıklar annenin davacıya hamile kaldığı dönemde kocasından ayrı yaşadığını beyan ettiklerine ve davalılar da bu iddiayı kabul ettiklerine göre davacının başka bir kanıt getirmesine gerek yoktur.
Denilerek konuya netlik kazandırılmıştır.
Yorumlarınız bizim için önemlidir. Soru sormaktan veya yorum yapmaktan lütfen çekinmeyin.