Türkiye’de her yıl ortalama 130-140 bin çift boşanıyor. Bu rakamlara göre yaklaşık 300 bin ve hatta çocukları da eklersek daha çok sayıda insanın hayatının değişmesi demek oluyor.
Psikiyatristler boşanan kadınların yaşadığı sorunların daha farklı olduğunu vurgulayarak onlara özel önerilerde bulunuyor. Şöyle ki;
Boşanan kadınların yaşamındaki değişiklik erkeklerinkine göre daha farklıdır. Sosyal desteği ve baş etme gücü iyi olanlar bu durumu daha iyi yönetirken yine de sıkıntı çekerler. Belki de bu nedenle toplumda kadınlar bir çok soruna, aldatılmaya, şiddete rağmen evliliğe devam ettirmeye çalışırlar.
Boşanma aslında birçok kaybı da beraberinde getirir. Ekonomik kayıplar, toplumsal konumunda kayıplar, arkadaş ortamından uzaklaşmanın yarattığı kayıplar, kendine güvende kayıplar ve kendi ailesinin baskısının yarattığı kısıtlanmışlığın getirdiği kayıplar bunlara örnek olarak verilebilir.
Boşanan kadınların en büyük sorunu, toplumun ona bakış açısıdır. Her sosyo-ekonomik sınıfta bu en önemli sorun olarak karşımıza çıkar. Ne yazık ki erkeklerin gözünde boşanmış çabuk elde edilebilir bir kadın olarak görülür. Bununla birlikte diğer kadınların gözünde eşi için bir tehlike olarak düşünülür. Bunlar boşanmanın yükünün yanı sıra, ek bir yük getirir.
Sonuç olarak boşanan kadınlar diğer insanlarla da daha az görüşür bir hale gelir.
Araştırmalara göre, 100 boşanmanın 67’si kadınların isteğiyle gerçekleşiyor. Bu sebeple de kadınlar için en zor süreç “karar verme” aşaması. Boşandıktan sonra ise kadınların normal hayata dönmesi biraz daha hızlı gerçekleşiyor. Her ne kadar yeniden biriyle birlikte olma yönünde kaygıları olsa da aradıkları özellikte birini bulamadıklarında hayatlarını yalnız sürdürmeye daha cesaretliler. Özellikle de çocuğu olan kadınlar, hayatlarına birini sokma konusuna erkeklerden daha seçici yaklaşıyorlar.
Boşanmaların eskiye göre daha normalleştiği bir gerçek. Hatta sadece evlenmek değil, boşanmak da artık bir kutlama nedeni sayılıyor. Evlenilirken bir şekilde haberdar olunuyor ancak boşanmalar sessiz sedasız… Bu sebeple de çiftler, boşandıklarının iletişimini tek olarak, uzun zamana yayılacak şekilde yapmaktan ve hep o mevzuyu “canlı tutmak” zorunda kalmaktan çekiniyorlar. Bunu ortadan kaldırmanın yolu yeni moda boşanma törenlerinde.
Ayrılırken de dost kalan bunu da birlikte kutlayan “Çiftleri” pardon “Tekleri” görmeye daha hızlı alışacağız gözüküyor.
Özetle boşanmak hayatın sonu değil. Ama karıştırılmaması gereken şey “başı” da olmadığı. Bunu kendine kalansız bölünebilmek için bir fırsat olarak görmekte fayda var. Başka toplamlar, çıkarımlara varabilmek; bazen de yeni çarpışmalarla karşılaşabilmek için…
BOŞANMA AVUKATINDAN YOL HARİTASI ADLI YAZIMIZI OKUMANIZI TAVSİYE EDERİZ
Yorumlarınızı, fikirlerinizi bizimle paylaşmaktan çekinmeyin. Önemsiyoruz…