Erkek için boşandıktan sonra beklenmesi gereken bir süre yoktur. Erkek, boşandıktan sonra istediği zaman evlenebilir.
Kadın boşanmasının kesinleşmesinden 300 gün sonra evlenebilir. Bu kadar beklemek istemiyorsa ve hamile değilse ya da son boşandığı kocası ile tekrar evlenmek istiyorsa aile mahkemesinden alacağı kararla bu süreyi beklemeden evlenebilir. Bekleme süresine iddet süresi de denir.
İddet müddeti, ya da bekleme süresi, Türk Medeni Yasasına göre boşanan kadının tekrar evlenmesi için beklemesi gereken üç yüz günlük süredir.
Yasa hazırlanırken; boşanmanın kesinleşmesinden önce her iki tarafın cinsel ilişkiye girmiş olma ihtimalini düşünerek, doğacak çocuğun babasının kim olduğunun ortaya çıkarılması ve karışıklıkları engelleme amacıyla koyulan şarttır. Azami gebelik süresi olarak belirlenen 300 günlük sürede doğacak çocuğun babasının boşanan koca olabileceğine dayanan babalık karinesinden doğan bu süre, kesin olmayan evlenme engeli hükmünde olup bir kadının bu süre içinde evlenmesi halinde evliliğinin iptal edilmesine sebep olmamaktadır.
Kadının hamile olmadığının ispatı ya da boşandığı eşiyle tekrar evlenmesi halinde bu süre şartı aranmamaktadır. Erkekler için ise boşandıktan sonra tekrar evlenebilmek için böyle bir kısıtlama yoktur.
Bu süre beklenmeden evlilik yapmak isteniyorsa, kadının aile mahkemesinde iddet müddetinin kaldırılması için dava açması gerekmektedir. İddet müddetinin kaldırılması için dava açılacak görevli mahkeme aile mahkemesidir. Dava sırasında, müddetin kaldırılmasını isteyen kadının, hastaneden alınacak rapor ile hamile olmadığını kanıtlanması sonucunda, iddet müddetinin kaldırılmasına karar verilebilecektir.
İddet süresinin hesaplanabilmesi için her şeyden önce boşanma kararının ne zaman kesinleştiğinin bilinmesi gerekmektedir. Eğer boşanma kararının kesinleştiği tarih net olarak biliniyorsa bu tarihin üzerine 300 gün eklenerek iddet süresinin ne zaman sona erdiği hesaplanabilir. Ancak Medeni Kanun iddet süresi için “10 ay” terimi yerine “300 gün” ifadesi kullandığı için iddet süresi hesabında ay bazlı hesap yapmak yanıltıcı olabilir ve iddet süresinin hesaplanmasında her zaman gün bazlı yöntem kullanılmalıdır.
Dava süresi davanın nasıl yürütüldüğü, gerekli hukuki prosedürlerin ne şekilde izlenildiğine göre değişiklik göstermektedir. Davaların hızlı bir şekilde sonuçlanması için hukuki gerekliliklerin ve işlemlerin yerinde, süresinde ve usulünce yapılması gerekmektedir. Bu hususta uzman bir avukattan destek alınması dava sahibine oldukça avantaj sağlayacaktır.
Açıklamış olduğumuz etmenler yerine getirildiğinde bir hafta ile bir ay içerisinde iddet müddetinin kaldırılması davasının sonuçlanabilmesi mümkündür. Ancak hukuki yardım alınmadan bu davaların altı aya kadar uzaması da söz konusu olabilir.
Boşanmadan sonra iddet müddeti kaldırma davası açılmalıdır. Karar hastanelerden gelen ‘hamile değildir’ raporuna göre verilir. Örneğin iddet Müddeti kaldırılmadan gayrıresmi evlilikten doğan çocuk ilk eş üzerine kayıt edilir bu da günlük hayatta bir çok sorunu beraberinde getirir.
Boşanan bir kadının yeniden evlenmeden önce 300 gün beklemesi gerekir. Bunun sebebi Medeni Kanun ve Evlenme Yönetmeliği’nin konuya yönelik emredici hüküm ile, kadının hamile olma ihtimaline karşılık doğacak çocuğunun soybağının korunmasının amaçlanmasıdır. İddet müddeti diye adlandırılan bu süre içerisinde kadının hamile olması olasılığı gün yüzüne çıkabileceğinden, daha sonra soybağının kurulması veya babalık davası gibi çetrefilli davalarla uğraşılmaması için böyle bir çözüm düşünülmüştür.
Madde 132 – Evlilik sona ermişse, kadın, evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün geçmedikçe evlenemez.
Doğurmakla süre biter.
Kadının önceki evliliğinden gebe olmadığının anlaşılması veya evliliği sona eren eşlerin yeniden birbiriyle evlenmek istemeleri hallerinde mahkeme bu süreyi kaldırır.
Sorularınız ve yorumlarınızı aşağıda paylaşabilirsiniz.